Doğa Sevgisiyle Büyüyen Çocuklar Yetiştirmek

“Çocuklardan doğanın yaralarını sarmalarını istemeden önce yapmamız gereken şey, onların doğal dünya ile bağ kurmalarına, onu sevmeyi öğrenmelerine ve içinde rahat hissetmelerine fırsat tanımaktır.” David Sobel

 

Doğa sevgisini çocuklarımızın kalplerine yerleştirmek istiyoruz. Onlardan gezegenimizi korumalarını bekliyoruz. Bunu başarabilmek içinse eğitim programlarımıza insanın doğaya verdiği zararı, küresel ısınmayı, yağmur ormanlarının yok oluşunu dahil ediyoruz. Çocuklarımızı bu büyük sorunlarla yüzleştirerek gelecekte bizlerin yaptıkları hataları yapmamalarını bekliyoruz. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki, dünyamızla ilgili bu büyük sorunları küçük yaşlarda çocuklarımızın omuzlarına yüklemek, onları baş edemeyecekleri büyüklükte kaygılarla yüz yüze getiriyor ve dünyamızın sorunlarına karşı duyarsızlaşmalarına neden oluyor. (1)

Bir diğer taraftan bugün dünyamızın kaynaklarını verimli kullanmak için harekete geçen insanların çocukluklarına bakıldığında her birinin hayat hikayesinde benzer bir örüntü bulmak mümkün. Doğayı seven ve koruyan yetişkinlerin çocukluklarında doğayla kurdukları derin bağlara, onlara doğayı sevdiren ve rehberlik eden yetişkinlere rastlıyoruz. Benim için bu kişiler dedem ve halamdı. Dedem her bitkinin adını bilir, her çiçekle konuşur, her ağacın yarasını sarardı. Onun toprağa basan çıplak ayaklarının üzerindeki çatlaklar, toprağı çapalarkenki huzurlu hali çocukluk anılarımın canlı görüntüleri arasında… Halam ise ormanda geçirdiğim macera dolu çocukluğumun rehberiydi. Onunla birlikte yamaçlardan tırmanıp, ağaçlarda sallanıp, derelerde ıslanarak kontrollü riskler almayı öğrenmiştim. Belki sizlerin de böyle benzer anılarınız vardır.

Peki öyleyse çocuklarımızın doğa sevgisiyle büyümesi için ne yapalım?

“Ekofobiyi Aşmak: Doğa Eğitiminde Kalbin Yeri” kitabının yazarı David Sobel’e göre dünyamızın kaynakları ile ilgili trajik bilgileri çocuklara dördüncü sınıfa kadar anlatmamalıyız. Bunun yerine en yakın çevremizden evimizden, balkonumuzdan, bahçemizden ya da mahallemizdeki küçük yeşilliklerden, hafta sonu gittiğimiz ormandan başlayalım ve onlara doğada güzel anılar biriktirmeleri için fırsatlar sunalım. Doğa eğitimi ile ilgili çok önemli bir bakış açısı kazandıran bu kitabı okuduktan sonra ben kendi çocuklarımla neler yapıyorum ve başka neler yapabilirim diye düşündüm. Ebeveynler olarak neler yapabiliriz? Burada sizler için de faydalı olur umuduyla bir kaç öneri paylaşıyorum:

 

  • Doğa Yürüyüşleri Yapalım
    • Düzenli doğa yürüyüşleri ile çocukların çevrelerini daha iyi tanımalarını, yürüyüş yaptıkları alanı sahiplenmelerini, mevsim değişikliklerini fark etmelerini sağlayabiliriz. Çocuklar özellikle ilkokul döneminde kendilerine özel alanlar oluşturmayı severler.  Yürüyüş güzergahınız üzerinde çocuğunuzla birlikte kurumuş dallar ve otlarla bir barınak inşa edebilir, siz çay molanızı verirken onun barınağında hayal dünyasında yolculuklara çıkmasını keyifle izleyebilirsiniz. Doğada ne kadar güzel anı biriktirirsek, doğa kalbinde o kadar yer edecektir.

 

  • Çocuklarımızla Birlikte Bitki Yetiştirelim
    • Evinizin salonunda, balkonunuzda veya bahçenizde bakımını çocuğunuzla birlikte yapacağınız bitkiler yetiştirebilirsiniz. Bitkileri sulamak, fısfısla yapraklarını nemlendirmek, sararmış yapraklarını toplamak, bitkiyi gübrelemek, zaman zaman boyunu ölçerek veya yapraklarını sayarak büyümesini gözlemlemek, gözlemlerimiz hakkında resimli notlar almak, çeşitli aralıklarla bitkinin fotoğraflarını çekmek ve her yeni açan çiçek ya da meyve için sevinç dansları yapmak birlikte yapabileceklerinize bir kaç öneri olabilir.

 

  • Çocuklarımıza Ağaçların, Çiçeklerin İsimlerini Öğretelim
    • Tanırsak daha çok severiz. Öyleyse çocuklarımıza en azından birkaç ağaç ve çiçeğin adını öğretebiliriz. Bunu yapmak için didaktik yöntemlere, ansiklopedilere de ihtiyacımız yok. Konuşmalarımız sırasında örneğin “ağacın arkasında” yerine “çınar ağacının arkasında” dediğimizde bir süre sonra kendiliğinden öğreneceklerdir. Ama siz yine de daha bilimsel bir şeyler yapmak isterseniz, Tübitak Yayınlarının Popüler Bilim Kitapları hem uygun hem de bir çok yaşa hitap eden çeşitliliğe sahip. Bu kitapları doğa yürüyüşlerinizde gördüğünüz bitkileri tanımak için kullanabilirsiniz. Yaprak, çiçek, tohum örnekleri toplayıp bir deftere yapıştırarak albüm veya bitki günlüğü oluşturabilirsiniz.

 

  • Çocuklarımızın Doğadan Çeşitli Materyaller Toplamalarına İzin Verelim
    • Çocuklar doğada oldukları zaman kozalak, sopa, yaprak, palamut gibi çeşitli malzemeleri birer hazine gibi toplarlar. Topladıkları malzemelerle koleksiyon oluşturmalarına izin verebilirsiniz. Bu malzemeleri kullanarak sanat çalışmaları yapmalarına rehberlik edebiliriz. Böylece hem yaratıcılıklarını desteklemiş hem de doğayla kurdukları bağı güçlendirmiş oluruz.

 

  • Çevremizdeki Hayvan Dostlarımıza Şefkat Gösterelim
    • Hayvan dostlarımızı korumak adına yaptıklarımıza çocuklarımızı da dahil edip, davranışlarımızla model olabiliriz eğer imkanınız varsa bir hayvanın bakımını üstlenmesini sağlayabilirsiniz.

 

  • Doğaya Zarar Veren Ürünleri Kullanmayarak Örnek Olalım
    • Yine önce biz gösterdiğimiz hassasiyet ile onlara iyi birer örnek olmalıyız. Tek kullanımlık plastikleri kullanmamak, eskiyen eşyalarımızı değerlendirmek, alışverişlerimizde üretim süreçlerinde doğaya zarar vermeyen ürünleri tercih etmek gibi.

 

  • Her Zaman Ziyaret Ettiğimiz Bir Yeşil Alan İçin Harekete Geçelim
    • Doğa sevgisini kalbinde hisseden her birey gibi çocuklarımızda bazen harekete geçmek isteyebilir. İşte böyle durumlarda onları destekleyip önce yakın çevremizden başlamaları konusunda yönlendirebiliriz. İhmal edilmiş bir yeşil alanı çöplerden temizlemek, mahallenizdeki esnafı tek kullanımlık plastiklerin doğaya verdiği zarar konusunda bilgilendirecek afişler hazırlayıp dağıtmak gibi projeler yürütebilirsiniz.

 

 

(1) David Sobel. Ekofobiyi Aşmak: Doğa Eğitiminde Kalbin Yeri. Yeni İnsan Yayınevi. Nisan, 2019.

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir